Türkiye’nin yakın tarihine dair hadiseler her zaman ilgi çekici olmuştur. Özellikle genç cumhuriyetin yaptığı inkılaplar ve getirilen yenilikler üzerinde pek çok tartışmalar yürütülmüş ve ideolojik bazı cepheleşmeler de bu inkılaplar üzerinden şekillenmişti. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkmasının ardından yurdun dört bir yanı işgal edildi. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde örgütlenen Anadolu halkı şanlı bir mücadele sonucunda memleketi işgalcilerden temizledi. Anadolu mücadelesinin başarılı olmasının ardından ise inkılaplar dönemi başladı. Artık yapılan inkılaplarla Türkiye yepyeni bir siyasi hüviyete kavuşturulmak isteniyordu. İnkılap döneminin önemli merhalelerinden biri de Osmanlı dönemine yönelik pek çok şeyin tasfiye edilmesi oldu. Türk Devrimi’nde de buna benzer hadiseler yaşanmış ancak hiçbiri Türk Devrimi’ni derinden etkilemiş Fransız Devrimi’ndeki ya da Sovyet Devrimi sonrasında yaşananlar gibi olmamıştı.
AMERİKALILAR AYASOFYA’NIN DANS SALONU OLMASINI İSTEMİŞ
Murat Bardakçı, Reddimiras eserinde söz konusu döneme dair dikkat çeken bazı tartışmalara da yer veriyor. Bardakçı, New York Times’ın 1926’da bir grup iş adamının İstanbul Valiliği’ne müracaat ederek Ayasofya’nın dini maksatla kullanılmaya uygun olmadığını söylediklerini ve mabedi dans salonuna çevirmeyi teklif ettiklerini dile getiriyor. Aynı gazete 1927 yılında ise Türkiye’deki Amerikan Büyükelçiliği, Türk makamlarına Amerikan Caz Grupları Birliği’nin Ayasofya’yı bir caz mabedi yapma arzusunu iletti. Birlik, Ayasofya’ya büyük bir caz orkestrası getirmeyi vaat etti ancak Türkiye bu isteği geri çevirdi.
BİR GARİP İSTEK: SULTANAHMET RESİM GALERİSİ OLSUN
Ayasofya’nın dışında Sultanahmet Camisi ile ilgili de o dönemde bazı tuhaf istekler ve temenniler dile getirilmişti. 1926 yılında İstanbul’da bir konservatuvar kurulması için çalışan bugünkü adıyla Güzel Sanatlar Komisyonu eski adıyla Sanayi-i Nefise Encümeni Sultanahmet Camisi’nin bir resim galerisi yapılması isteklerine şahit oldu. Türk ressamlar İbrahim Çallı ile Namık İsmail komisyondan Sultanahmet Camisi’nin resim galerisi yapılması istedi. Bardakçı, komisyon toplantısında caminin iç mekânının daha aydınlık hale getirilmesi için kubbenin bazı yerlerinin delinmesinin bile konuşulduğunu ifade ediyor ve bu tuhaf teklifin Mimar Kemalettin Bey tarafından sert bir şekilde eleştirildiğini, sonrasında bu uçuk fikrin masadan kaldırıldığını sözlerine ekliyor.
PADİŞAHLARIN MEZARLARI İÇİN TEKLİF HAZIRLAYAN KUMANDAN
Bardakçı’nın kitabında ilgi çeken bir başka konu ise Kanuni Sultan Süleyman’dan sonraki padişahların kabirlerinin Kanuni’nin türbesinin yanında oluşturulacak yeni bir mezarlığa nakli meselesi. İstiklal Harbi komutanlarından ve Büyük Taarruz sonrası İzmir’e giren 5. Süvari ordusunun komutanı Orgeneral Fahrettin Altay 1948 yılında CHP Meclis Grubu’na sunmak için bir teklif hazırladı. O teklife göre, padişah mezarlarının kapalı durması uzadıkça bunların peyderpey türbeleştiğini ve halkta buralara karşı bir hürmet hissinin geliştiği dile getiriliyor ve Sarı Selim’den itibaren padişahların daha evvelki kurucuların inşa ettiği imparatorluğu yıktıkları ifade ediliyordu. Bu maksatla Kanuni’den sonra gelen padişahların Kanuni Sultan Süleyman’ın mezarı yanında açılacak yeni bir mezarlığa nakledilmesi ve başlarına da bir taş konulması isteniyordu. Bu teklif de dönemin Meclis Başkanı Şükrü Saraçoğlu’nun karşı çıkması sonucu Fahrettin Altay tarafından verilmemişti.
ALINTI HABER: https://www.sabah.com.tr/kultur-sanat/2023/03/03/ayasofyada-dans-sultanahmette-resim-galerisi-istediler