4 Mart Dünya Obezite Günü’ydü. Küresel bir salgına dönen obezite tehlikesi ile ilgili konuşan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Elnur Hüseynov, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre globalde 1,9 milyar fazla kilolu ve 650 milyon obez birey bulunmaktayken, Türkiye’de de bu oranın oldukça yüksek olduğunu söyledi. “2022 Avrupa Obezite Raporunda Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 32,1’i obezite pandemisinin etkisi altında olduğu bildirildi” diyen Opr. Dr. Hüseynov, kime obez diyebiliriz? Bunun için vücut kitle indeksi ne olmalı? Sorusuna şu yanıtı verdi: “VKİ vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle (kg/m2) hesaplanır. VKİ, 25-29.9 aralığında ise pre-obez 30-34.9 kg/m2 ise 1. Derece obez, 35-39.9 kg/m2 ise 2. Derece obez, 40 kg/m2 ve üzeri ise 3. Derece (morbid) obez olarak sınıflandırabiliriz.”
SALGINLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Günümüzde dünyanın adeta obezite salgınıyla karşı karşıya olduğunu belirten Opr. Dr. Hüseynov, obezite farkındalığını artırmak için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Günümüzde artan fast food tüketimi, düzensiz ve sağlıksız beslenme ve inaktif yaşam tarzıyla birleşince obezite kaçınılmaz bir hastalık haline gelmiştir. Giderek artan bu soruna çözüm sağlanması amacıyla farkındalığı artırmak oldukça kıymetlidir. Özellikle okullarda öğrencilere beslenme eğitimi verilmesi, aile sağlığı merkezlerinde obezite riski değerlendirilmesi, sosyal medya ve televizyon kanallarında bilgilendirici obezite farkındalığı reklamları yayınlanması, bilgilendirici etkinlik ve konferansların artırılması gibi faaliyetlerin uygulanması obezite farkındalığını artırmada oldukça etkili olacaktır.”
BESLENME EĞİTİMİ VERİLMELİ
Obezitenin birçok hastalığa zemin hazırladığını da söyleyen Opr. Dr. Hüseynov, “Obezite yanında birçok hastalık ile gelir. Özellikle hipertansiyon, hiperlipidemi, hiperkolesterolemi, hipertrigliseridemi, Tip 2 DM, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, astım, kas-iskelet sistemi problemleri, ruhsal sorunlar, osteoartrit, uyku apnesi gibi sorunlar obezite sonucu ortaya çıkabilmekte ve hastanın yaşam kalitesini düşürmektedir” dedi. 2030 yılı itibarıyla dünya genelinde 1,12 milyar insanın obez olacağının öngörüldüğünü söyleyen Opr. Dr. Hüseynov, “Öncelikli olarak düzenli kilo ve sağlık kontrolleri ile beraber obezite riski taşıyan bireylere beslenme eğitimi verilerek pre-obez hastalara destek sağlanabilir. Çocukluk çağında yüksek kilolar göz ardı edilmemeli ve küçük yaştan itibaren okullarda beslenme eğitiminin zorunlu hale gelmesi etkili olacaktır. Okullarda ve işyerlerinde paketli ve sağlıksız gıdaların satışının yasaklanması ve ulaşım kolaylığının azaltılması gibi faaliyetler toplum sağlığı için fayda sağlayacaktır” dedi. “Diyabet, kalp, kanser, inme ve birçok hastalık obezite ile ilişkilendiriliyor” diyen Opr. Dr. Hüseynov, yaşam tarzı değişikliklerinin tek başına bu savaş için yeterli mi? Sorusuna şu yanıtı verdi: Diyabet, kalp, kanser, inme gibi hastalıklarda yaşam tarzı değişikliği oldukça etkili olacaktır. Ancak kişinin aile öyküsü ve çevresel faktörler de hastalık oluşumunu tetikleyebilir. Obezite ve obeziteye eşlik eden hastalıklar birçok açıdan ele alınmalı.” Opr. Dr. Hüseynov, obezitenin diğer kronik hastalıklar gibi belirtilere, semptomlara ve komplikasyonlara sahip olduğunu belirterek “Özellikle obez bireylerde BKİ’nin 30 kg/ m2 ve üzeri olması, bireyin bel ölçüsünün kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm ve üzeri olması, bel/kalça oranının kadınlarda 0.85, erkeklerde 1’den fazla olması android tip obezite olarak kabul edilir ve diyabet öncelikli olmak üzere birçok kronik hastalığın habercisidir. Doğru beslenme ve egzersize ek olarak genetik faktörler ile hormonlar, obezite ve kronik hastalıklarla doğrudan ilişkilidir” dedi.
DUYGUSAL YEME GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
OBEZİTENİN hızlı ilerleyişini durdurmak için nasıl bir plan yapılması gerektiğini ise Opr. Dr. Hüseynov, şöyle anlattı: “Öncelikli olarak obezite değerlendirilmesinde kişinin ruhsal sağlık durumu mutlaka sorgulanmalıdır. Özellikle çağımızın sorunu duygusal yeme göz ardı edilmemeli ve bireyler multidisipliner olarak değerlendirilmelidir. Aile sağlığı merkezlerinde beslenme uzmanlarının artırılması ve hastalara spesifik olarak yaklaşılması obezite prevalansının gittikçe artmasına bir noktada engel olabilir.”
HALK SAĞLIĞI SORUNU
TÜRKİYE’DEKİ obezite sorununu değerlendiren Opr. Dr. Hüseynov, şu yanıtı verdi: “Ülkemizde obezite salgını açısından kırmızı alarm verilmesi yerinde olur. Çünkü son verilere göre ülkemizdeki yetişkin bireylerin yüzde 32,1’i obeziteden muzdariptir. Bu noktada bir halk sağlığı sorunu haline gelen obezite için gerekli önlemlerin alınması ve iyileştirme için farkındalığın artırılması oldukça mühimdir.”
OBEZİTE AMELİYATI ARTI YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ
Opr. Dr. Hüseynov, obezite ameliyatlarıyla ilgili de “Obezite tedavisinde cerrahi müdahaleye VKİ, 35 kg/m2 ve üzeri olup yan hastalıkların varlığı durumunda veya VKİ, 40 kg/m2 ve üzeri olması durumunda başvurulabilir. Ancak hastada ameliyat sonrası dönemde yaşam tarzı değişikliği sağlanamaması ve beslenme alışkanlıklarının değiştirilmemesi durumunda obezite ameliyatı kalıcı bir çözüm olmaktan çıkmaktadır” dedi.
ALINTI KAYNAK: https://www.sabah.com.tr/saglik/2023/03/05/obezitede-kirmizi-alarm