Özgür GÖZLER [email protected]
Yerle bir olan yepyeni binalar, binaları inşa ederken ne gibi hatalar yapıldığı sorusunu gündeme getirdi. Aynı sitede beş bloktan sadece ikisinin yıkılması, binalara sonradan yapılan müdahaleler, yani kesilen kolonlar, yıkılan duvarlar nedeniyle yaşanabiliyor. Sonradan müdahale olmayan binalardaysa yıkılmanın sebebi zeminin kısa mesafelerde değişmesi, zemin etüdünün doğru yapılmaması, betonun aşırı sıcaklarda ya da sıfırın altındaki derecelerde dökülmesi, gerekli hazırlıkların yapılmaması olabiliyor.
Kahramanmaraş’ta Penta Park Konutları’nın beş blokundan ikisi yerle bir olurken diğer üç blok ayakta kaldı. Benzeri pek çok örnek “Aynı firma tarafından aynı kalitede inşa edilen binalardan sadece bazıları nasıl yıkılabilir” sorusunu gündeme getirdi. Maalesef Penta Park Konutları’nda yıkılan iki bloka sonradan müdahale yapılmış ve kolonları kesilmişti. İzmir depreminde de benzer durumları gördüklerini anlatan İnşaat Mühendisleri Odası Delegesi, geçmiş dönem Kocaeli Şube başkanı Kahraman Bulut kolon kesme, iki odayı birleştirmek için duvar yıkma, zemin katın duvarlarını yıkıp dükkâna çevirme, ilave kat çıkma, balkon gibi çıkmaları uzatma gibi binaya proje harici yapılan sonradan müdahalelerin binanın depreme dayanıklılığını etkilediğini, yıkıma neden olabileceğini söylüyor. “O nedenle projeyle asla oynanmaması, sonradan değişiklik yapılmaması gerekir” uyarısında bulunuyor.
class=”medyanet-inline-adv”>
Zemin en önemli konu
Kahraman Bulut ayrıca zeminin kısa mesafelerde bile değişebileceğini hatırlatıyor. Nitekim İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Geoteknik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Recep İyisan da bu tip durumların temel zemininin bir sitedeki tüm binaların altında aynı olmamasından kaynaklanabileceğini söylüyor: “Çok kısa mesafelerde bile zemin değişebilir. Kapsamlı zemin incelemelerinin amacı da zaten bu değişimi belirlemek. Bina buna uygun inşa edilmezse yıkılma söz konusu olabilir. Bunun dışında bina rijitliği (sertliği) her iki doğrultuda eşit değilse bu da bir sorun oluşturabilir. Diyelim bina dikdörtgen, tabii ki kolonlar da hep aynı yönde. Ama her iki doğrultuda, yani doğu-batı ve kuzey-güney yönünden gelebilecek deprem kuvvetine karşı bina rijitliği eşit değilse binalarda devrilme olabilir.”
Kahraman Bulut da “Bizim mevzuatımıza göre inşaat yapılacak her parselden ve binanın oturacağı yerin altından zemin etüdü yapılıyor. Diyelim 10 dönüm bir arsanız var ve içine 500 m2’lik bir bina yapacaksınız, zemin etüdünü o yapının oturacağı 500 metrekarelik alanda yapmak zorundasınız. Çünkü sağlıklı zemin etüdü yapılmadığında binalar sağlam olmasına rağmen devrilmeler yaşanıyor” diyor.
class=”medyanet-inline-adv”>
Ev alırken sadece binanın deprem yönetmeliğine göre yapıldığından değil, binanın etüdünü yapan şirketin de doğru bir firma olduğunu teyit etmek gerektiğini belirten Bulut “Firmaların birçoğunun laboratuvarı dahi olmadığı için sağlıksız zemin etütleri ortaya çıkıyor. Bu firmalar sözde akredite
laboratuvarlara bunu yaptırdıklarını söylüyorlar. Ama bazen laboratuvara numune dahi gitmeden raporlar yazılıyor” diye anlatıyor ve devam ediyor: “Genellikle jeoloji ya da jeofizik mühendisleri zemin etüdü yapıyor, onların odalarından yetkisi olan firmalar tercih edilmeli. Ama bu da yetmez, yetkili dahi olsa kendi laboratuvarı var mı bakın. Çünkü kendi laboratuvarı yoksa yüzde 90 doğru zemin etüdü sonucu alamazsınız.”
class=”medyanet-inline-adv”>
Sektörde kötü zemine iyi zemin raporu veren firmaların tercih edildiğine dikkat çeken Bulut “Çünkü o zaman müteahhit zemini iyileştirmek için masraf yapmıyor, daha az demir, daha az beton kullanıyor ve haliyle maliyetleri ciddi oranda düşüyor. Bu da müteahhitlerin işine geliyor” diye anlatıyor.
Peki, halihazırda oturduğunuz binanın zemin etüdüne göre inşa edilip edilmediğini nasıl anlayabiliriz? Bunun için akredite laboratuvarı olan bir firmaya yeniden zemin etüdü yaptırmayı öneren Bulut “İnşaat yapılmadan önce alınan zemin etüdünü de bulursanız ikisini karşılaştırın. Bu ikisi tutmuyorsa yeni etüde göre binanın performans analizini yaptırın. Analize göre de ihtiyaç duyulursa güçlendirme yaptırırsınız, ihtiyaç duyulmazsa o zaman binanız zaten güvendedir” diyor.
class=”medyanet-inline-adv”>
Bulut bu açıdan çipli betonların sahtekârlığı ortadan kaldırmak için etkili olabileceğine değiniyor: “İnşaat sırasında bazen yerinden karot almadan rapor basımı yapılıyor, hatta yapılan testlere beton santrallarından alınan numuneler veriliyor. Büyük depremler 25-30 yılda bir yaşandığı için maalesef insanlar korkusuzca bu raporları verebiliyorlar. Ama bu çip, beton numunesinin inşaatın koordinatında alınıp alınmadığını ve o akredite laboratuvarda incelenip incelenmediğini takip etmeyi kolaylaştırıyor. Özellikle ASELSAN’ın yeni geliştirdiği makinelerde, değerlerde oynama yapılamadığı için doğru sonuçlar rapora yazılıyor.”
Beton bakımı yapılmalı
Bunun dışında beton kalitesinin önemine dikkat çeken Bulut şöyle devam ediyor: “Beton dökümü için en uygun zamanlar ilkbahar ve sonbahardır. Elbette bu durum şehirden şehre değişiklik gösterir. Ama genel olarak beton dökümü kışın sıfırın altındaki derecelerde, yazın çok sıcaklarda yapılırsa dayanımı çok düşer. Çünkü içindeki su soğuklarda donar, sıcaklarda hızla buharlaşır. Bunun olmaması için beton bakımı yapılmalıdır, yani örneğin yazın dökülen betonun üzerine nemli özel bir kumaş serilir ve sulanır, böylece beton güneşe maruz kalmaz ve mukavemeti düşmez. Rusya’da -30 derecede de beton dökümü yapılıyor ama ona göre rezistanslı, betonun içine ısı veren özel kalıplar kullanılıyor. Bizim ülkemizde, beton dökülürken bunlara dikkat etmek gereksiz görülüyor, inşaatın en önemli taşıyıcı elemanı olan beton bakımına hiç dikkat edilmiyor.”
Mevcut binalarda beton mukavemetini, mevcut demir kalitesini anlamak için karot alarak ya da röntgen aletleriyle ölçüm yapılabileceğini belirten Bulut “Binanızda betonun ömrünü uzatmak için temelde bohçalama, dışarıda iyi bir mantolama yapmak gerekir. Yeraltı suları da demirin paslanmasına ve betonun çürümesine neden olur; özellikle bodrum katı olan binalarda su yalıtımı yaparak betonun, demirin ömrünü uzatabiliriz. Bunlar sıcak soğuk farklarının yaratacağı gerilmelerden, yani dış etkenlerden binayı korur, çatlaklar oluşmasını engeller” diyor.
Yeni yapılacak binalar için yeniden yönetmeliklerin gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Bulut “Özellikle müteahhit sınıflandırma yönetmeliğinin, şantiye şefliği yönetmeliğinin, Yapı Denetim Kanunu’nun ve bina deprem yönetmeliğinin acil gözden geçirilmesi ve gelişmiş dünya ülkelerindeki gibi daha yüksek standartlara ulaştırılması gerek” diye konuşuyor.
ALINTI KAYNAK: https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-pazar/zemine-betona-dikkat-edilmediyse-komsunuz-kolon-42221811