11 ilimizi etkileyen asrın felaketinde, ‘Deprem Bölgesi’nin ekonomik hayatını yeniden ‘dirençli’ hale getirmek, yaraları hızla sarmak, sanayinin, ticaretin, esnaf ve sanatkârımızın hızla toparlanmasına katkıda bulunmak adına, Türkiye Ekonomisi’nin önde gelen tüm paydaşlarının seferber olmaları gereken bir sürecin yönetilmesi gerekiyor. Bu noktada, ilk etapta, bölgedeki iş dünyasıyla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler 6 önerinin yoğun bir şekilde dillendirildiğini göstermekte. Birinci öneri, Türkiye’nin önde gelen holdingleri ve şirketlerinin ivedilikle deprem bölgesindeki bayilerinin toparlanması ve ayağa kalkması adına adeta seferberlik ilan etmesi gerektiği. Hiç şüphesiz ki, Türkiye’nin bayi sistemi, beyaz eşyadan, mobilyaya, elektronik eşyadan otomotive, illerimizin ekonomisine finansman akışı anlamında da büyük bir canlılık katıyor.
Bu nedenle, Türkiye’nin önde gelen holding ve şirketlerinin deprem bölgesindeki 11 ilimizde, en çok zarar gören illerimizden başlayarak, bayi ağının ayağa kalkması ve faaliyetlerine geri dönebilmesi adına geniş çaplı projeler oluşturmaları, söz konusu bayilerinin onlarca yıldır bayi sistemi sayesinde söz konusu sektörlerin büyümesine yaptıkları ciddi katkı dikkate alındığında fazlasıyla hak ettikleri bir destek. Telaffuz edilen ikinci öneri deprem bölgesindeki istihdamın korunması adına, Türkiye’nin önde gelen holdingleri ve şirketlerinin, eğer mümkün olabiliyor ise, bilhassa organize sanayi bölgeleri ve sanayiye yakın noktalarda, konteynır kentler ve yeni yapılacak bina ve evler için tarihi bir seferberlik ilan etmeleri. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bu konuda çok önemli bir adım attı. Bilhassa, inşaat malzemeleri sektörümüze de büyük bir görev düştüğü de elbette hatırlatılıyor.
Üçüncü öneri, deprem bölgesinde sanayi ve ticaretin hammadde, ara mamul ve nihai ürün, ayrıca ihracat bazlı lojistiği için tüm ulaştırma imkânlarının hızla iyileştirilmesi. Bölgede yaraların hızla sarılması adına, ulaştırma ve lojistik için mobilitenin sağlanması, bölgede üretilen ürünlerin hızla Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına eskiden olduğu gibi ulaştırılması ve bu sayede deprem bölgesinin iç ve dış ticaret gelirlerine bir an önce kavuşması deprem yaralarının sarılmasına büyük katkı sağlayacak. Bu nedenle, bölgedeki iş dünyasının dördüncü önerisi de, depremin yaralarını sarma mücadelesi belirli bir düzeye ulaştıktan sonra, en aciliyetler Amanos Tüneli‘ni delme ve Hassa’ya bağlanmayı sağlayacak proje için ihale süreci hızlandırılmalı. Çünkü, bu tünel gerçekleşir ise, Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Kahramanmaraş bölge iş dünyasının elini güçlendirecek.
Bu sayede, arsa sorunu ortadan kalkacak ve Hassa-Gaziantep-Kilis üçgeninde çok büyük organize sanayi bölgeleri kurulma imkanı oluşacak. Ayrıca, bu illerimizin limana ulaşımı da 80 km azalmış olacak. Gündeme getirilen beşinci öneri, bölgenin ağırlıklı olarak yerli hammadde ile üretim ve ihracat yapma kabiliyeti dikkate alınarak, tarımsal ürün, tekstil hammaddesi ve nihai ürün üretim ve tedarik bağlantılarının deprem yaralarının sarılması sürecinde güçlendirilmesi. Tarımsal ekimin, bölgede yerli hammadde ve ere mamul üretimi için günlük yaşamının bir an önce ayağa kaldırılması. Nitekim, depremden en çok etkilenen illerimizde tarımsal ekime başlandığına dair haberler umut verici. Altıncı ve son öneri ise, bölge iş dünyasının kanaat önderleri ile kısa, orta ve uzun vadede deprem bölgesinin ‘dirençli ekonomi olma‘ vasfını güçlendirecek çalışmalara, diyaloga, stratejik sektörlere yönelik analizlere hızla başlanması. Ülkemizin ‘dirençli ekonomi olma’ becerisi, asrın felaketinin yaralarının sarılmasında da etkili sonuçlar verecek. Hepimiz birlikte şahit olacağız.
ALINTI KAYNAK: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2023/02/27/deprem-bolgesi-ekonomisi-icin-6-oneri